Kişisel Verileri Koruma Kurulu (“Kurul”) 17 Temmuz 2020 tarihinde, kişilerin ad ve soyadı ile arama motorları üzerinden yapılan aramalarda, kişinin kendisiyle bağlantılı sonuçlara ulaşılmamasını istemesine yönelik Kurul’a yöneltilen talepler hakkında son derece önemli bir kamuoyu duyurusu yayınlamıştır.
Kurul, arama motorlarının internette topladıkları üçüncü kişilere ait verilerin işlenmesinin amaç ve vasıtalarını belirlemiş olmalarından dolayı, arama motorlarının “Veri Sorumlusu” olarak kabul edildiğini ifade ederek, konuyu Unutulma Hakkı üst kavramından hareketle Anayasa’nın “Özel Hayatın Gizliliği” kenar başlıklı 20. maddesinin 3. fıkrası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ile ilişkilendirerek değerlendirmiştir.
İlgili Anayasa hükmüne göre; herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilmesi, bu verilere erişmesi, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar.
Kurul, yukarıda açıkladığımız hukuki temelden köklenen talepleri değerlendirirken birtakım kriterler belirlemiştir. İlk olarak, taraflar Kurul’a başvurmadan önce arama motorlarına başvurarak kendilerine ilişkin verilerin silinmesini talep etmelidirler. Başvuru şekil ve şartları, arama motorunun belirleyeceği şekilde olacaktır. Talepleri veri sorumlusu arama motoru tarafından reddedilen ya da cevapsız bırakılan kişiler bu taleplerini Kurul’a yöneltebilecekleri gibi, ilgili talep için yargı yolu da açıktır. Kriterler şu şekilde sıralanabilir:
- İlgili kişi kamusal yaşamda önemli bir rol oynuyor mu?
Kamusal yaşamda önemli rolü olan vatandaşların (siyasetçiler, üst düzey kamu yöneticileri, iş adamları, ünlü sanatçı ve sporcular, dini liderler, vb...) bilgilerine erişimde daha fazla kamu yararı – toplumun daha üstün menfaati- olabileceği değerlendirildiğinden, bu kişilerin yapacakları başvuruların kabul görme olasılığı daha düşüktür. Ancak, yalnızca kişinin özel hayatını ilgilendiren (herhangi bir kamu yararı meydana getirmeyen) veriler, bu bağlamda arama sonuçlarından kaldırılabilir.
- Arama sonuçlarının öznesi bir çocuk mu?
“Çocuğun Üstün Menfaati” ilkesi gereğince bir kişi, kendisine ait bilginin yayımlanması sırasında yasal olarak reşit değilse, sözkonusu bilgiye dayalı arama sonuçlarının kaldırılmasına yönelik talebin kabul görme olasılığı yüksektir.
- Bilginin içeriği doğru mu?
Bilginin doğru olmaması ya da yanıltıcı olması bu konudaki başvuruların kabul edilme olasılığını yükseltirken, bilginin doğru ve gerçeklere dayanması da başvuruların kabul edilme olasılığını düşürmektedir. Şikayet sahibi ilgili kişi, kendisi hakkında yanlış bir bilgi olduğunu ileri sürüyorsa, bu iddiasını ispat etmesi beklenmektedir.
- Bilgiler kişinin çalışma hayatı ile mi ilgili?
Bilginin ilgili kişinin iş hayatı ile ilgili olması arama motorlarından kaldırılması talebinin kabul edilmesini zorlaştırmakta iken, özel hayatı ile ilgili olması bu yöndeki talebin kabul edilmesinde önemli bir unsur olarak değerlendirilmektedir.
- Arama sonuçlarında yer alan bilgi ilgili kişi hakkında hakaret, onur kırıcı, iftira niteliği taşıyor mu?
Arama motorunda listelenen sonuçlarda suç niteliği taşıyan kişi hakkında hakaret, nefret söylemi içeren, onur kırıcı ya da aşağılayıcı ifadeler bulunan içeriklerin bağlantılarının kaldırılması hususunda veri sorumlusuna yapılacak başvuruların reddedilmesi halinde Kurul’a başvuru yoluna gidilmemesi, bu yöndeki başvuruların mahkemeler vasıtasıyla çözüme kavuşturulması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
- Arama sonuçlarında yer alan bilgi özel nitelikli kişisel veri niteliği taşıyor mu?
Başkaları tarafından öğrenildiği takdirde kişinin mağdur olabilmesine ya da ayrımcılığa maruz kalmasına neden olabilecek veriler, özel nitelikli (hassas) veri olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, kişilerin cinsel hayatına, dini inancına, sağlığına, vb. ilişkin bilgilerinin arama motorlarından kaldırılmasına yönelik taleplerin kabul görme olasılığı yüksektir. Bununla birlikte, kamuya mal olmuş kişilerin özel nitelikli verileri söz konusu olduğunda ise toplumun bu bilgilere erişmedeki menfaatinin ilgili kişinin haklarına üstün gelip gelmediğinin ayrıca değerlendirilmesi gerekebilir.
Özel nitelikli kişisel veri olmamakla birlikte, kişiyi tanımlayıcı bilgileri (adres, telefon numarası, parola vb), mali bilgileri gibi bireyin mahremiyetinin ön plana çıktığı bilgilere ilişkin bu yöndeki taleplerin de kabul görme olasılığı yüksektir.
- Arama sonuçlarında ulaşılan bilgi güncel mi?
Aradan geçen zaman verinin güncel olma özelliğini yitirmesine neden olabilmekte, ya da bilginin konu ile ilgisi azalabilmektedir. Bu durum da verinin işlenme amacı ile olan bağını koparabilmektedir. Bu nedenle, aradan geçen zaman bu yöndeki taleplerinin kabul edilme ihtimalini artıran bir unsurdur.
- Arama sonucunda ulaşılan bilgi kişi hakkında önyargıya sebep oluyor mu?
İlgili kişinin arama sonucunda ulaşılan bilginin kendisi hakkında önyargıya sebep olduğunu iddia etmesi halinde, talebi değerlendirilebilecek olup; sözkonusu iddianın kanıtlanabilir nitelikte olması talebin kabul görme olasılığını artıracaktır.
- Arama sonucunda yer alan bilgi kişi açısından bir risk doğuruyor mu?
Bir arama sonucu ulaşılan bilgiler kişiyi kimlik hırsızlığı veya takip edilme gibi risklere açık hale getiriyorsa, söz konusu bilgilerin arama motoru listelerinden kaldırılması olasıdır.
- Bilgi kişinin kendisi tarafından mı yayımlandı?
İlgili kişi tarafından ya da onun açık rızası ile yayımlanan bilgilerin bulundukları yerden kendileri tarafından kaldırılması imkanı bulunduğundan, arama sonuçlarından kaldırılmasına yönelik taleplerin kabul görme olasılığı azalmaktadır. Ancak, eğer ilgili kişi bir verinin yayımlanmasına açık rıza vermiş ancak daha sonra kendisine açık rızasını geri alma imkanı tanınmamışsa veya verisinin işlenmemesine ilişkin talebi reddedilmişse, talepler bu göz önünde bulundurularak değerlendirilecektir.
- Orijinal içerik gazetecilik faaliyeti kapsamında işlenen verileri mi kapsıyor?
Anayasada koruma altına alınan “şeref ve itibarın korunmasını isteme hakkı” ile “basın özgürlüğü” ve bu özgürlükle bağlantılı olarak “ifade özgürlüğü” arasında belli kriterler çerçevesinde bir denge kurulması gerekmektedir. Söz konusu haber ya da düşüncelerin kamu yararına ilişkin bir tartışmaya katkı yapması ya da konu alınan kişinin toplumdaki rol veya fonksiyonu ile röportaj ya da fotoğrafa konu faaliyetin niteliği bu kriterlere örnek gösterilebilir. Bu kapsamda, kamunun arama sonuçlarına erişiminin sağlanması önemli olmakla birlikte, başkalarının özel ve aile hayatlarının korunması için konulan sınırların da aşılmaması gerekmektedir. Bu durumlarda, gazetecilik içeriğiyle ilgili olarak arama sonuçlarının kaldırılması da mümkün olabilecektir. Dolayısıyla, her bir şikayet özelinde yarışan menfaatler arasında bir değerlendirme yapılması gerekliliği gündeme gelecektir.
- İlgili kişiye ilişkin bilgilerin yayımlanmasında yasal bir zorunluluk var mı?
Bir kamu kurumu ya da yasal bir zorunluluk nedeniyle kendisine yetki tanınan kuruluşlar tarafından belirli bir verinin yayımlanması zorunluluğu varsa ve bu zorunluluk geçerliliğini sürdürüyorsa, bu durum ilgili kişinin kendisi ile ilgili arama sonuçlarının kaldırılması yönündeki talebinin değerlendirilmesinde olumsuz bir etken olarak görülecektir.
- İlgili kişiye ilişkin bilgi ceza gerektiren bir suçla mı ilgili?
Uzun zaman önce meydana gelen göreceli olarak küçük suçlarla ilgili arama sonuçlarının listelerden bağlantılarının kaldırılmasına yönelik taleplerin, daha yakın zamanlarda meydana gelen daha ciddi olanlarla ilgili sonuçların listelerden bağlantılarının kaldırılmasına yönelik taleplere göre kabul görme olasılığı daha yüksektir.
Kurul yukarıdaki kriterleri belirlerken bir kesinlik gözetmemiş, her bir talebin somut olay çerçevesinde hassasiyetle değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmiştir.